Erzincan İl Müftüsü Muharrem Gül Kurban Bayramı nedeniyle bir mesaj yayımladı. Gül, Kurban Bayramının insanlığın barış ve huzuruna vesile olmasını diledi.
Müftü Gül mesajında şu ifadelere yer verdi; “Rahmân ve Rahîm (olan) Allâh’ın Adıyla…
İslam âlemi olarak bir Kurban Bayramını daha idrak etmenin sevincini yaşıyoruz. Rabbimize ne kadar şükretsek azdır. Kurban Bayramı günleri, bütün müminlerin İbrahimî bir arayışla Rabbimizin kendilerine lütfettiği nimetlere şükranlarının bir ifadesi olarak Kurban ibadetini eda ettikleri mübarek vakitlerdir. Kurban ibadeti yerine getirilirken dua olarak okunan ayet-i kerimeler, müminlere her fırsatta teslimiyet ruhunu hatırlatmaktadır. Çünkü kurban, Allah’a teslimiyetin ifadesidir. Ancak bu teslimiyet sadece Rabbimize olmalıdır. Bugün üzerinde durmamız gereken, teslimiyetimizi ne kadar Rabbimize yöneltmekte olduğumuzdur. Bugün muhasebesini yapmamız gereken nefislerimizin zafiyetlerine, heva ve heveslerimize ne kadar esir olduğumuzdur. Kurbanlarımız ve bayramlarımız mümin kalpler arasında ülfet ve muhabbeti gerçekleştirmeli, müminler İslâm dünyasında çıkartılmak istenen her türlü fitneye, fitnenin getireceği kargaşa, huzursuzluk ve felaketlere karşı uyanık olmalı, bütün bunlara basiret ve ferasetle karşı çıkmalı ve fırsat vermemelidir. Hac, bize birliği, vahdeti; kurban ise bize, dini sadece ve sadece Allaha has kılarak O’na teslim olmayı ve nefsimizi terbiye ederek insan neslinden kan akıtmamayı sembol diliyle ifade etmektedir. Hac ve Kurban, aynı zamanda birbirini tamamlayan birer ibadet olarak müminlerin Rablerine olan yönelişlerini yansıtmaktadır. Dinimizin en önemli ibadetlerinden olan Hac ve Kurban ibadetinin eda edildiği Kurban Bayramı günleri bizlere çok güçlü, çok cepheli ve çok anlamlı bir şekilde bir borç, bir sevinç, bir duygudaşlık ve bir bilinç olarak kendi öz mesajını her yıl duyurmaktadır. Kurban Bayramının bir yüzü öte dünyaya, bir yüzü bu dünyaya, bir yüzü geçmişe, bir yüzü geleceğe dönüktür. Bütün Müslümanlar Kurban Bayramı dolayısıyla şüphesiz birbirlerini tebrik edeceklerdir. Geçmişi hatırlama, birbirini tanıma, kendimizi bilme, yardımlaşma ve dayanışma, bu bayram vesilesiyle nail olduğumuz ilâhî lütuflar olacaktır. Ancak bu bayram vesilesiyle darda ve zorda kalan Müslüman kardeşlerimizi, deprem mağdurlarını, dünyanın muhtelif yerlerinde büyük acı ve ıstırap yaşayan, zulme uğrayan mazlum ve mağdur kardeşlerimizi asla unutmamalıyız. Onların yürek yakan durumlarına çareler üretmek, mazlumiyetlerini ortadan kaldırmak ve tekrar özgürlüklerine kavuşmaları için cehd göstermek Müslümanlar olarak hepimizin boynunun borcudur. Biz Müslümanlar, hac ve kurban borcumuzu yerine getirirken, kendi ellerimizle var ettiğimiz zindanlarımızı aşamadığımız için yazılmakta olan tarih bizi bugün İslam dünyasının içine girdiği girdaptan mesul görecektir. Bunun içindir ki, kesilen her kurban, akan her kurban kanı, yüzyıllar boyunca varlığımızın bekası için verdiğimiz kurbanları hatırlatmalı, yüreklerimizi bu ateşle yakmalı, önümüzü kuvvetli bir ışıkla aydınlatmalı ve müminlerin kanlarının akmasını önlemeli, İslâm coğrafyasında akan kan ve gözyaşını dindirmelidir. Kurban Bayramı müminleri birliktelik şuuruna erdirmeli, mümin gönüller İslam’ın barış mesajını kavramalı ve ‘ancak müminler kardeştir’ düsturunca kardeş ve ümmet olma bilincine ermelidir.
Bu duygu ve düşüncelerle özelde can Erzincan’ımızın, genelde milletimizin, yurt dışındaki millet varlığımızın, gönül coğrafyamızın ve İslâm âleminin mübarek Kurban Bayramlarını tebrik ediyor; bayramın başta ülkemiz olmak üzere âlem-i İslâm’ın ve topyekûn insanlığın barış ve huzuruna vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.”