19 Eylül Gaziler Günü nedeniyle Şehit ve Gazi Yakınlarına Yönelik Yemek Programı düzenlendi. Programa Erzincan Valisi Doç. Dr. Hamza Aydoğdu, 59. Topçu Eğitim Tugayı Komutanı Erzincan 3. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Cem Kamil Sağcan, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, Önceki Dönem Ak Parti Milletvekili Sebahattin Karakelle, Muharip Gaziler Derneği Erzincan Şube Başkanı Sabri Taş, Şehit Aileleri Derneği Başkanı Abdulkadir Zengin, Gaziler Derneği üyeleri, Kurum Müdürleri, STK Temsilcileri ile şehit ve gazi yakınları katıldı.
Programda birer konuşma yapan Belediye Başkanı Bekir Aksun ve Vali Doç. Dr. Hamza Aydoğdu şehitlik ve gaziliğin önemini vurgulayarak 19 Eylül Gaziler Gününü kutladılar. Burada konuşan Vali Aydoğdu şu ifadelere yer verdi;
“Günlerin en anlamlısı, bu toprakların derinliğine işlemiş bir hüzün, keder ve aynı zamanda gurur mevsiminde, huzurunuzda derin bir tazimle eğiliyorum.
Kahraman ordumuz, milletimizin yürekten inancıyla, el ele, omuz omuza zaferler kazandı. Düşmanın gözlerinde parlayan iştahla, hainlerin bölme hevesiyle ülkemizi işgal etmeye yeltendikleri her an, milletimizin yılmaz ruhu, demir bir duvar gibi karşılarında dimdik durdu. Bu topraklar, kahraman evlatlarının kanıyla sulanarak hainlerin karşısında bir kaleye dönüştü. Bu topraklar üzerinde, birlik ve beraberlik içerisinde, özgürce yaşamanın bedeli, bazen bir gözyaşı, bazen bir hasret, bazen bir can olmuştur. Ancak bu bedel, şehitlerimizin emanetçisi olan siz değerli ailelerimiz ve gazilerimiz sayesinde, vatanın sarsılmaz kalesi, milletin ebedi ışığı olarak kalplerimize kazınmıştır.
Bir nehir misali akıp giden zaman içerisinde, insan sayısız başarılar elde eder; pek çok ünvan, madalya ve rütbe kazanır. Ancak bazı rütbeler vardır ki onları elde etmek, bir ömür pahasına, sonsuz bir inanç ve sevgiyle mümkündür. Şehitlik ve gazilik işte bu yüce rütbelerden ikisidir. Bu rütbeler, öyle bir yere sahiptir ki, ne zamanın dişleri onları aşındırabilir ne de unutulma korkusuyla gölgede bırakabilir.
Bir milletin en derin izlerini, en kudretli anılarını bırakmış olan gazilerimiz, tarih boyunca sadece kendi dönemlerini değil, geleceği de aydınlatmışlardır. Sizler, vatanın tınısında yankılanan fedakârlık nağmelerisiniz; sizler, özgürlüğün sonsuz deryasında parlayan kahraman deniz fenerlerisiniz.
Devletimizin en temel vazifesi, bu toprakları bizlere vatan kılan şehitlerimizin hatırasını yaşatmak ve kıymetli ailelerine sahip çıkmaktır. Bu vazife, sadece bir minnet borcu değil, aynı zamanda devletimizin en kutsal yemini, en derin mükellefiyetidir.
Bizler, her zaman sizlerin yanında olmaya, sizlerin sıcak yuvalarınızda hissettiğiniz her türlü ihtiyaç ve beklentiye cevap olmaya devam edeceğiz.
Bir şehit, vatanın sınırlarını kanıyla çizerken, bir gazi de bu sınırlar içerisinde yaşamanın, özgürce soluk almanın anlamını tüm benliğiyle yaşar.
Bu nedenle, şehitlerimizin mirası, gazilerimizin emanetidir. İşte bu emaneti korumak, yüceltmek ve yarınlara taşımak bizim en büyük görevimizdir.
Gökyüzüne yazılan kahramanlık destanlarınızı, yıldız yıldız okuyan bu millet, her daim sizlere minnettar olacak, sizlerin yanında olacaktır.
Bu vesileyle ülkesi ve milleti için canını veren tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor, yakınlarına sabır ve metanet, gazilerimize de uzun ömür ve mutluluk diliyorum. Sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyor sözlerimi İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif’in Ordunun Destanı şiirinden bir bölümle bitiriyorum:
Yılmam ölümden, yaradan, askerim /Orduma 'Gazi' dedi Peygamber'im
Bir dileğim var ölürüm isterim/Yurduma tek düşman ayak basmasın
Âmin desin hep birden yiğitler/ Allahu ekber gökten şehitler/ Âmin! Âmin! Allahu ekber.” fadalerine yer verdi.