Kültürümüzün temel taşlarından olan Erzincan Halk Oyunları gereken ilginin gösterilmemesi ve ilgisizlik nedeniyle adeta bitme noktasına geldi. Özel günlerde, Resmi Bayramlarda, Kutlamalarda, Karşılama ve Uğurlamalarda gösteriler yapan Halk Oyunları Ekiplerinin sayısı giderek azalıyor.

1995-2015 yılları arasında, Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Gençlik Merkezleri ve Kulüpler arası Halk Oyunları İl, Grup ve Türkiye Final müsabakalarında çok sayıda birincilik kazanan Erzincan Halk Oyunları ekipleri giderek yok oluyor.

Önceki yıllarda Milli Eğitime bağlı Halk Eğitim Merkezi, Gençlik Spora bağlı Gençlik Merkezleri,  Kültür Müdürlüğü, Erzincan Belediyesi’nin Halk Oyunları çalışmaları ve ekipleri varken bu ekiplerin sayısı giderek azalıyor.

Erzincan yöresine ait 40’ın üzerinde kız- erkek oyunu varken, bu oyunlar ilgisizlik nedeniyle unutulmaya yüz tuttu. Bir dönem Erzincan’da Halk Oyunlarını yaşatmak için mücadele veren ve oluşturduğu ekipleri yetiştiren Merhum Öğretmen Mustafa Uçar’ın vefatının ardından Halk Oyunları da eski ilgisini kaybetmeye başladı. Yetiştirici Antrenör olmaması ise sorunun başında geliyor.

Erzincan’da sayıları giderek azalan ve 2-3 Antrenörden biri olan 2. Kademe Halk Oyunları Antrenörü Enver Aydemir, Halk Oyunlarında yaşanan soruna dikkat çekti. Aydemir; “Gençlerimiz halk oyunlarına eskisi gibi ilgi göstermiyor, yeni nesil halk oyunlarına sahip çıkmıyor, halbuki halk oyunları kültürümüzün temel taşlarından biridir, ne yazık ki günümüzde bitme noktasına geldi, ülke genelinde bir çok derece alan ve Erzincan’ın sesini duyuran ekiplerimiz yok olmayla karşı karşıya kaldı, önceleri tüm etkinliklerde bayramlarda görmeye alıştığımız halk oyunları ekiplerini göremez, kulağımızla davul zurna sesini duyamaz olduk, içimize işlemiş olan bar ve halay coşkusuna hasret kalır olduk. Çoğu ailelerimiz ve çocuklarımız halk oyunlarını oynamayı bilmiyor. İlgisizliğin başında ekonomik sebepler geliyor, kostüm ücretleri, davul zurna ücreti çok geliyor olabilir. Önceden tüm okulların ekipleri vardı, artık yok, buna gençliğin duyarlı olmaması ve birçok kurumun ilgi göstermemesi de eklenince Erzincan Halk Oyunları giderek yok oluyor. En büyük sorunlardan biri de Antrenör yetişmemesi. Bildiğim kadarıyla ilimizde bir ya da iki tane Halk Oyunları Antrenörü kaldı. Çoğu zaten belirli bir yaşın üstünde, bu işlere zaman ayıracak olduklarını sanmıyorum. Peki çözüm ne olabilir. Gençlik Spor İl Müdürlüğünde her branştan Antrenör varken Halk Oyunları Branşında niçin yok? Kadro mu yok, talep mi yok, ya da yöreye hakim Halk Oyunları Antrenörü mü yok?  Antrenör kursu açılamaz mı? Gençlik Spor İl Müdürlüğü ve Türkiye Halk Oyunları Federasyonu tarafından ilimizde yeterli bir sayıda müracaat olursa 1. Kademe kursu açılabilir. Sorun Aşılabilir mi? Hayır. Nedeni tam bir yıl sonra da 2. Kademe Antrenörlük kursuna da katılmak zorundalar. 2012 yılında Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik Spor Bakanlığı ve Türkiye Halk Oyunları Federasyonu arasında yapılan protokol gereği Halk Eğitim merkezi bünyesindeki Halk Oyunları Usta Öğreticilerine İntibak hakkı vererek  2. Kademe Antrenör olma şansı verildi. Ek ders ücreti karşılığı resmi kurumlarda görev alabilmek için  bu 2. Kademe Halk Oyunları Antrenör belgesi mecburiyeti getirildi. Zaten en büyük sorunda burada. Ek ders ücreti yeterli mi? Bugünkü  ekonomik şartlar göz önüne alındığı zaman, Ek ders ücreti net olarak 63 TL. Bir antrenörün aylık 100 saatlik bir ders programı olduğunu düşündüğünüz de eline aylık olarak 6.300 TL gibi çok cüzi bir miktar geçecektir. Bugün ülkemizde uygulanan asgari ücreti göz önünde bulundurursak maalesef ki çok düşük bir rakam. Ve bu Antrenörlerin görev alma süresi yılda 6-7 ay. Halk Oyunlarıyla ilgili sorunlarımızın aşılabilmesi için resmi kurumların, sivil toplum kuruluşlarının ve yerel halkımızın elini taşın altına koyma vakti gelmişte geçiyor. Halk Oyunlarını bu günlere ulaştıran, değerli büyüklerimize karşı  hiç mi utanç duymayacağız? Bizim için önemli olan Halk Oyunları Kültürümüzü bundan sonra da yaşayabilmek ve yaşatabilmek. Genç nesillere  bunu sağlam bir şekilde aktarabilmek.” Dedi.

Editör: Semih PEKER