Son zamanlarda popülasyonu artan tarla farelerinin meydana getirdiği ekonomik zararları en aza indirmek için çalışmalarını sürdüren Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklama yapıldı.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Tarla Faresi genellikle tıknaz vücutlu, başı büyükçe, burnu basık ve kulakları kısadır. Kuyruk vücuda oranla kısa olup vücut uzunluğunun beşte biri kadardır ve başlangıç noktasından ucuna kadar kısa, seyrek ve açık renk kıllarla kaplıdır. Sırt tüyleri dip tarafta esmer gri, üste kahverengi kızıldır. Karın beyaz veya kirli beyazdır. Vücut 90-180 mm, kuyruk 18-53 mm, arka ayak 19-24 mm uzunlukta olup vücut ağırlığı 30-60 gr’dır. Deniz seviyesinden 2500 metre yüksekliğe kadar bitki yetişen hemen her yere yayılmışlardır. Tarla fareleri, 4-12 giriş deliği bulunan 10-70 cm derinlikteki toprak altı galerilerinde yaşarlar. Gece ve gündüz aktif olmakla birlikte özellikle geceleri aktiftirler. Dişileri her ay doğurabilirler. Ancak, yılda ortalama 4-6 doğum yaparlar ve her doğumda en çok 9, ortalama 5-6 yavru verirler. Gebelik süreleri 3 haftadır. Doğan yavrulardan ortalama %40 kadarı çeşitli nedenlerle ölürler. Doğumdan 15-20 gün sonra sütten kesilen yavrular kendileri beslenmeye başlarlar ve bu andan itibaren zararlı olurlar. 2-3 ay içinde ergin olurlar. Ortalama 3-4 yıl yaşamaktadırlar.

Tüm tarla, bahçe ve çayır-mera bitkileri, özellikle buğday, arpa, yulaf, mısır, yonca ile sebze ve meyvelerde zarar yapmaktadırlar. Ayrıca özellikle genç orman ağaçları başlıca konukçularıdır. Kültür bitkileri ile çayır-mera bitkilerinin yeşil aksam, tohum ve meyvelerini, ayrıca yiyecek bulamadığı durumlarda, meyvelik ve ormanlarda fidanların gövdelerini (özellikle kök boğazı) yemek, kemirmek, kesmek ve kirletmek suretiyle zarar yaparlar. Beslendikleri alandaki besin tükendiğinde başka alanlara da geçerek zararlarına devam ederler. Sıcak aylarda yeşil, serin aylarda kuru yemi fazla yerler. Ergin bir tarla faresi günde ortalama 15-17 gr yeşil, 10-13 gr kuru yem yer. Kayıp, zarar yoğunluğuna bağlı olarak %100’e kadar ulaşabilir.

Tarla farelerinin başlıca doğal düşmanları kedi, köpek, tilki, gelincik, sansar, baykuş, leylek, kerkenez, atmaca, doğan, şahin, kartal ve yılanlardır. Doğal dengenin bozulmadığı ortamlarda, bu doğal düşmanlar tarla farelerini büyük ölçüde baskı altında tutmaktadırlar. Bu canlıların korunmaları için avlanmamaları ve tarlalarda hastalık ve zararlılara karşı gereksiz olarak tarım ilacı kullanılmaması gerekmektedir. Derin toprak işlemesi, münavebe (ekim nöbeti), tarla temizliği gibi önlemlerle zarar bir dereceye kadar azaltılabilmektedir. Kapan kullanmak ve işlek delikleri su ile soldurmak suretiyle de mücadele yapılabilmektedir. Kimyasal mücadele, iklim uygun olduğu sürece her zaman yapılabilir. Ancak en uygunu ve etkili olanı, kıştan çıktıkları ve en zayıf oldukları erken ilkbahar ile kışa girişte sonbahardır. Tarla fareleriyle bulaşık alanlarda 25 metrekarede 5 işlek delik sayıldığında mücadeleye başlamak gerekirse de bitki çeşidine ve uğranılan ürün kaybının fazla oluşuna göre daha az delik olması durumunda da mücadeleye başlanabilir. Bakanlığımız İl/İlçe Müdürlüklerinden alabileceğiniz çinko fosfürlü zehirli yemler tahta kaşık veya flinta denen ayarlı kamışlarla deliklere bırakılır.

Zehirli yem uygulamasında, zehirli yemin her beslenme deliğinin içerisine 5 adet olacak şekilde, el değmeden delik içine bırakılmasına özen gösterilmelidir. Tarla faresi mücadelesinde toplu ve tarama mücadele esas olduğundan, zararlının bulunduğu alandaki bütün tarlalar ve tarla kenarları ile çevredeki sulama kanallarında bulunan işlek delikler ilaçlanmalıdır. Uygulamanın tamamlanmasından sonra, ilaçlanan alan mutlaka kontrol edilerek, fare ölüleri toplanıp derin bir çukura gömülmelidir. Ayrıntılı bilgi için çiftçilerimizin il ve ilçe tarım müdürlüklerine başvurmalarını rica ederiz.”