Başlangıcı çok eskiye dayanan bakır el sanatlarında dövme bakırcılık çok eski bir meslek olmasına rağmen, bakır işlemeciliğinin başlangıcı 1955-1960 yılları arasıdır. Bu yıllarda Erzincan’da çeyiz eşyaları satan birkaç esnafın dükkan vitrinlerinde bakır hamam tası, sabunluk bulunmakta iken hamam taslarının iyi satıldığı görülünce bunların seri imalatına başlandı. Daha sonraki yıllarda bakırcılığın cazip hale gelmesiyle turistik bakır süs eşyalarının üretimine başlandı. Çaydanlık, semaver, sürahi, vazo, tepsi, çay-kahve-zemzem takımları vs. süs kulanım eşyaları yapılmakta olup, bakırın boyanması ve işlenmesi ile yurt içi ve yurt dışına pazarlanması sağlandı.
1955-1960 yılları arasında küçük atölyelerde işleme bakırcılığın başlaması ile Erzincan el sanatlarında cazibe merkezi olmuş ve 1970’li yıllarda bakırcılık altın çağını yaşadı. Yüzlerce ailenin geçim kaynağı olan bakırcılık sanatının parlak çağı fazla uzun sürmemiş yok olma durumuna geldi. Önceleri “Tekli” kalemle işlenen bakır, daha sonra makinelerle işlenmeye başlanmıştır. Halen tam kapasite ile çalışma imkanı bulunmayan birkaç atölyede turistik bakır ürünleri üretiliyor.
Atölyelerde özenle hazırlanan bakırlar daha sonra ustaların elinde şekil alıyor. Ajans Erzincan’a konuşan bakır işleme ustası Turgut Bozat küçük yaşlarda bu mesleğe başladığını söyleyerek sektörde eleman sıkıntısı çektiklerini ifade etti ve bakır el sanatlarının eski günlerini aradığını belirtti.
Çeşit çeşit bakır hediyelik eşyalar atölyelerdeki işlemlerin ardından mağaza raflarındaki yerlerini alarak satışa sunuluyor. Mağaza sahibi İsmail Taş tüm çeşitlerin mağazalarda satışa sunulduğunu belirtti. Üretimle birlikte toptan ve perakende satış yaptıklarını söyleyen Taş, bakırın Erzincan’da yıllardan bu yana süre gelen meslek dalı olduğunu, tüm atölyelerde 50 yaşın altında çalışan kalmadığına dikkat çekerek buna çözüm bulunmasını istedi. İşletmeci İsmail Taş, tüm meslek gruplarının Erzincan Bakırının tanıtılması için çalışma yapmalarını istedi. Taş ayrıca Erzincan bakır el sanatları simgesi olan ibrik ve sürahi gibi objelerin Erzincan’ın merkezi kavşaklarına konulmasının işlerini olumlu etkilediğini söyledi.